Antidepresan ilaçlar diğer ilaçlar kadar bağımlılık yapmaz. Düzensiz ve uzman tavsiyesi dışında kullanılan antidepresanların etkisi olumlu sonuçlanmaz. İlaçlardan elde edilmek istenen efor yaşanmaz. Antidepresanlar, ayrıca bazı insanlarda fiziksel bağımlılığa neden olabilir. Depresyondan muzdarip kişilerin diğer maddeleri kötüye kullanma olasılığı daha yüksektir.

 

Antidepresan bağımlılığı, başlangıçta ilaçlara hiç ihtiyaç duymamış kişilerde dahi gelişebilir. Yanlış teşhis sonucu kullanılan antidepresanlar kullanan kişilerde depresyona neden olabilir.

ir araştırmaya göre, depresyonla mücadele eden kişilerin yaklaşık üçte ikisi yanlış teşhis edilmiş ve gereksiz antidepresanlar verilmiş danışanlardır.  Dünya sağlık örgütüne göre (WHO), dünya çapında her yaştan 350 milyon insan depresyon ve buna bağlı olarak Antidepresan bağımlılığı ile mücadele etmektedir. Ulusal ruh sağlığı enstitüsüne göre (NIMH), 18 yaşına gelmiş bireylerin bir kısmının depresyona sahip olacağını ve kızların erkeklere oranla daha fazla depresyon riski taşıdığı tahmin ediliyor. İlaçları uzun süreli ve uygun gözetim olmadan almak uyuşturucu bağımlılığı veya Antidepresan bağımlılığı gibi durumlara yol açabilir.

 

ANTİDEPRASAN NEDİR ?

 

Antidepresanlar, beyindeki nörotransmiterleri yeniden dengeleyerek çalışır. Bu da depresyon ve kaygıyı hafifletmeye yardımcı olur. Bazı akıl hastalıkları ve depresyon semptomlarını azaltmak için antidepresan ilaçlardan yardım almak gerekir.

Antidepresanların hepsi farklı özelliktedir ve farklı faydaları vardır. Bazı antidepresanlar, vücutta ruh halini dengelemeye yardımcı olan doğal bir kimyasal olan serotonini artırarak çalışır, anksiyete ve aşırı depresyon gibi istenmeyen semptomların giderilmesine yardımcı olur. Bazı antidepresanlar yaygın olarak uzun vadeli kullanılırken, birçok kişi antidepresan ilaçları almaları gereken süre konusunda emin değil. Uzmanlar, ilaçtan gerekli performansı almak için en az bir yıl kullanılmasını önermektedir.

 

ANTİDEPRASAN BAĞIMLILIK BELİRTİLERİ ?

Antidepresan bağımlılığı denilen, sık sık veya ikide bir ilaç almaktan kaynaklanan bir uyum durumudur. Ancak antidepresanların alımını ani kesmek veya uzman kontrolü dışında bırakmaya çalışmak kişide mide bulantısı, el titremesi ve depresyon gibi yoksunluk belirtilerine sebep olabilir.  Bazı yoksunluk sendromları, antidepresan ilaçların aniden kesilmesi veya hızlı doz azaltılması ile ilişkilidir. Antidepresan Bağımlılığı gelişimi, kullanan kişilerin genetiği, psikososyal ve çevresel faktörlerinden etkilenir.

  • - Maddeyi kontrolsüz bir şekilde kullanma,
  • - Kompulsif kullanım,
  • - Verdiği zarara rağmen kullanmaya devam etme ve aşerme.

Madde bağımlılığı, çok disiplinli bir yaklaşımla üstesinden gelinebilir bir durum olsa da, antidepresan ilaç kullanan kişilerde antidepresan bağımlılığı tekrar nüksedebilir. Bugün piyasada birkaç farklı antidepresan ilaç türü var ve her birinin bağımlılık  potansiyeline ilişkin araştırmalar değişiklik gösteriyor. Çevresel ve genetik faktörler, maddeyi kötüye kullanımı veya antidepresan bağımlılığı durumunu etkileyebilir. Giderek antidepresan bağımlılığı sayısı artmaktadır. ilaçlar beyinde kimyasal değişiklikler yapar.

Ergenlik döneminde beyin tam potansiyeline ulaşmadan, antidepresan ilaçlar alınırsa, bir madde bağımlılığı sorunu gelişmesi mümkündür. Herhangi bir reçeteli ilacın amacının dışında kullanılması, uyuşturucu kullanımı olarak kabul edilir. Antidepresan ilaçları kötüye kullanmak, bağımlılık risk faktörünü arttırır.

 

Bağımlılık belirtilerini sıralarsak:

  •  
  • - Maddeyi amaçlanandan daha fazla veya daha uzun süre almak,
  • - Antidepresanı kullanmayı bırakmada başarısızlık,
  • - Antidepresan kullanımı aile, iş, okul sorumluluklarında problemler yaratıyorsa,
  • - Antidepresan kullanımı nedeniyle daha önce zevk alınan eğlence veya sosyal etkinliklerin kesilmesi,
  • - Kullanım yüzünden sosyal ilişkilerde problemler yaşanmaya başladıysa,
  • - Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda veya koşullarda tekrar tekrar madde kullanılıyorsa,
  • - Antidepresyona tolerans geliştiyse,
  • - Zararlı fiziksel ve duygusal sonuçlara rağmen kullanmaya devam etme.

 

ANTİDEPRASAN BAĞIMLISI NASIL ANLAŞILIR ?

 

Artık ilaca ihtiyaç yokmuş gibi hissedildiğinde eğer ilaç aniden kesilirse antidepresan ilaç yoksunluğu belirebilir. Bu belirtiler birkaç hafta sürer. Uzman bilgisi dışında ilacı aniden kesmek hayati tehlikeye sebep olabilir. İlaç yoksunluğu belirtilerinin başlaması da kişide antidepresan bağımlılığı olduğunu göstermez.

  • - İlacı kullanmaya devam etmek için güçlü bir istek ve aynı etkiyi elde etmek için kullanılan miktarı artırma ihtiyacı varsa
  • - Antidepresan kullanmak için, Önemli faaliyetlerden vazgeçilebiliyorsa
  • - İlacı bırakma istendiği halde başarısız olunuyorsa
  • - Sık sık kullanma isteği ve dürtüsü yaşanıyorsa
  • - Fiziksel bağımlılık vardır denilebilir.

 

ANTİDEPRASAN BAĞIMLILIĞI VÜCUDU NASIL ETKİLER ?

  • - Gözlerde kanlanma olur.
  • - Kullanan kişinin iştahında değişiklikler oluşur.
  • - Garip uyku alışkanlıkları gelişir.
  • - Konuşmada bozukluklar yaşanır.
  • - Kullanan kişinin görünümünde kötü yönde değişiklikler olur.
  • - Düzensiz kullanıldığında kişilikte değişimler yaşanır.

 

ANTİDEPRASAN BAĞIMLILIĞI FİZİKSEL SORUNLAR ?

 

Antidepresanlar, bazen kan sodyum seviyesini etkileyebilir ve bu da baş ağrısına veya kafa karışıklığına neden olabilir. Hiponatremi adı verilen düşük sodyum seviyeleri yaşlılarda daha sık görülür. Antidepresana başladıktan sonraki ilk 2 ila 4 hafta içinde risk çok daha yüksektir.

Antidepresanlar, ruh halini etkileyen seretoninin beyinde ki nöronlar tarafından emilimini engeller. Antidepresanlarla ilgili haberler o kadar da kötü değil. Araştırmacılar, kan inceltici etkilerinin olduğunu belirtti. Fakat önemli kilo alımına neden olabileceğinden kan şekeri kontrolünü kötüleştirebilir. Ayrıca, bazı durumlarda, antidepresan kullanırken tip 2 diyabet geliştiren kişiler, ilacı bıraktıklarında hastalığın ortadan kalktığını görmüşlerdir.

 

ANTİDEPRASAN BAĞIMLILIĞI PSİKOLOJİK SORUNLAR ?

 

Antidepresan ilaçlar, beyindeki nöronlar arasında ki iletişimi sağlayan bazı kimyasalların aktivitesini arttırır. Depresyonlu birçok hastada, üzüntü perdesini kaldırmanın çok ötesinde, derin kişilik değişikliklerine neden olur. Uzmanlar, kişilikteki değişikliklerin ne kadar uzun süreli olduğunun belirsiz olduğunu söylemekteler.